Bir çırpıda öykü.


Aklımda planlanmış hiç bir şey yok. Oturup yazmak istedim. Ne çıkacak ben de merek ediyorum.



" Üç cansız beden, dört cinsiyet.."

1972. Soğuk bir pazar. Evde kalan son üç beş odunu da ailenin en büyük kızı aceleyle ateşe atıyor. Annesi sancılar içinde, sevinçle bekliyor dünyaya merhaba diyecek kardeşini. Belki yeni bir kız daha, belki de bir güçlü delikanlı. Fark etmiyor Zühre'ye. Kız da olsa erkek de olsa yeni bir umut görüyor acılar içindeki hayatında. Anne babası hep erkek istemiş, inadına dört kız vermiş yaradan... Belki diyor baba, bu sefer kıratın sırtında Nemrut'a şahlanan bir oğul verecek bana Allah. Zühre ısınan suyu hemen ebeye götürüyor. Annesi sancılar içinde, ala bulanmış dün yıkadığı beyaz çarşaflar.. Babası, elinde çiftesiyle bekliyor " İste benim oğlum" demeyi... Köy meydanında herkes toplanmış.. Rüştü Ağa ile bekliyorlar... Kimisi ufak ufak takılıyor Ağa'ya... Yeni kızına hemen bir bey bulalım diyorlar... Rüştü Ağa'nın çiftesi elinde... Çökmüş yere... Maçın 90.dakikasındaki golü bekler gibi bekliyor... Oğlunu.. Adını koyduğu Umut'unu... Anne Cemile'nin sancıları artık dayanılmaz halde... Ebeden terler bereket yağmuru gibi boşalıyor... Ve beklenen ses.. Dünya'ya ağlayarak merhaba diyen bir ses... Ebe evin kapısından kekeleyerek çıkıyor... Rüştü Ağa seviniyor.. Yaradan Allah bana bir oğlan verdi sonunda diye düşünüyor . Cebinden 40 lira çıkarıyor... Ebenin muştusu için.. Ebe bir türlü konuşamıyor... "Melek-i Tavuz Rüştü Ağa, bizi lanetledi" diyor... Rüştü Ağa evde göreceklerine hazırlıyıor kendini... Ya biricik oğlunun ya da avradının cansız bedenleri geliyor gözünün önüne... Ağır ağır ilerliyor... Kapıya beş altı adım kala Zühre çıkıyor evden... Konuşamıyor... Birbirlerine bakıyorlar.. Rüştü Ağa kafasını öne eğip eve giriyor...İlk önce hanımı karşılıyor... Cılız bir selse "Buyur bey" diyor... Rüştü Ağa'da hafif tebessüm... Hanımı, on yıllık avradı yaşıyor... Ne de olsa yeniden bir oğlan daha yapabilirlerdi.. Hala umudu var... Bebeğin sesini duyuyor.. O kadar sıcak o kadar naif bir ses ki, Rüştü Ağa olduğu yerde çöküyor yere... Omzundaki ağrılar hafifliyor... Avradına bakıyor tekrar.. Soruyor ... "Ebe niye aceleyle kaçtı, kekeliyordu.. ?".. Cemile sadece sustu... Ağasının, beyinin gözlerinin içine baktı... Sessizce ağlamaya başladı... Rüştü Ağa iyice telaşlanıyor, sert ve titrek bir tonla.. "Hanım ne oldu!?" diyor.. Cemile titrek ve zayıf bir sesle " Yaradan bize bir bedende he oğul hem kız verdi.." diyor... Rüştü Ağa hemen Umut'unu alıyor elinde.. Bir den elinden bırakıyor... Hızla dışarı çıkıyor çiftesini alıyor... Zühre babasının önüne atlıyor ama nafile.. Rüştü şuursuzca giriyor eve.. Tam üç el ateş sesi... Evde ses yok... Zühre dışarıda bağırıyor, köy ahalisi şakın.. Herkes durmuş olanı biteni anlamaya çalışıyor... Zühre kollarını Güneş'e açıyor... " Yarab ne günah işledik bize bunları yaşattın" diye bağırıyor... Köy muhtarı Musa Efendi eve giriyor.. Hılza çıkıyor.. Ne gördün diyor köylü.. Kekeleyerek, zar zor tek cümle çıkıyor ağzından...
" Üç cansız beden, dört cinsiyet.."